a photo of Ferhat Tunç

Ferhat Tunç

Seni Düşünürüm

Ben bir kaçağım dağlarda Dolanırım orda burda Seni düşünürüm yavrum Her takatsız kaldığımda Kış olur karlar yağınca Hüzün birden bastırınca Başım darda kalınca Düşünürüm düşünürüm Düşünürüm seni yavrum Bir mevsim daha girdi hayatıma Kar ve tipilerle kanıyorum yavrum Çığlıklara çığ düşen Karların altında derin iniltilerle Berf tutmaz demişti Bir zaman bir düşümün hevali İçimde kanayan ülkenin Bombalarla küle dönmüş dağları Ey gölgebine sığındığım Ulu ulu çınarlar Ey türkülerime soluk veren Nazlı nazlı pınarlar Ey en büyük işkenceler tanığı Alınlardaki kabartma haritalar Ey soframdaki küçük kara katığım Akdenizde kundaklanan ağaçları El verin bana el verin Kış olur karlar yağınca Hüzün birden bastırınca Başım darda kalınca Düşünürüm düşünürüm Düşünürüm seni yavrum Bekle baban gelir bir gün Gelir de görürsün yavrum Duvarda resmim asılır Bakarsın ağlarsın yavrum Ben artık duramam buralarda Gördükleri yerde vurur Vurdukları yere gömerler beni Alev alev yükselen isyan ateşlerini Kızıl küllere çevirir kanın şiddeti Dinleyin, dinleyin İşte bu gelen uğultular Sürekli zelzeleler kuşağının Yıkım öncesi fırtınasıdır Ve yükselen bu dalgalar Sırtında kanlı tarihin ağır hesaplarıyla Toprağın yekine yekine kalkmasıdır Bu altında yol alınan Gözlerden kaymayan yıldızlar Artık yakarmak yerine Zafer işaretleriyle yükselen ellerin Kurduğu dost sofralarında Kenetlenircesine tutuşmasıdır

Bêjebêje © 2015-2024